İnsan gözü neden siyah olamaz?

Göz rengimiz doğduğumuz andan itibaren 3 yaşına gelene dek değişime uğrar. Ancak bilinenin aksine insanların tamamen siyah gözlü olması imkansızdır. Göz renginiz ortamın ışığına, giydiğiniz kıyafete ya da eğer renkli lens kullanıyorsanız buna bağlı olarak siyahmış gibi görünebilir.
İnsan gözü neden siyah olamaz?Genetik olarak siyah gözlü olmak imkansızdır
Göz rengiyle ilgili yaklaşık 16 gen bulunmaktadır. Bu genlerden 2’si, HERC2 ve OCA2, göz rengi oluşumunda esastır. Bu genler göz irisinde bulunan Melanin miktarı aracılığıyla göz rengimizi belirlerler. Melanin’e bağlı olarak ortaya çıkan renkler mavi ve gri gibi çok çeşitli olabilir. Ancak olabilecek en koyu göz rengi koyu kahverengidir, siyah değildir.
Siyah gözlü olsaydık muhtemelen sürekli ağlardık
Siyah olan objeler daha siyah görünebilmek adına daha çok ışık emerler. Emilen fazla ışık ve enerji de ısı enerjisine dönüştürülür. Bu da demek oluyor ki eğer genetik olarak siyah gözlü olmamız mümkün olsaydı bile gözlerimizin kurumaması ve ısınmaması için sürekli gözyaşı dökmemiz gerekecekti!
Vücudunuz hakkında bilmediğiniz şeyler var!
Gözlerimiz zararlı ışınlara karşı savunmasız olurdu
Gözlerimiz siyah olsaydı gün ışığına çıkmakta da zorlanırdık. Güneş UV ışınları içerdiğinden ve siyah renk, ışığı daha çok emdiğinden UV ışınlarına uzun süre maruz kalmak cilt kanseri ya da katarak gibi sağlık problemlerine neden olabilirdi. Araştırmalar gösteriyor ki göz rengimizi oluşturan melanin, güneşten göze gelen UV ışınlarının yüzde 99’unu yok ederek gözleri koruyor. Bu da demek oluyor ki UV ışınlarına bağlı hasarları önlemede melanin etkisi büyük.
Bunu biliyor muydunuz?
Dünya üzerinde en nadir görülen göz rengi yeşildir. Dünya nüfusunun sadece yüzde 2’si yeşil gözlüdür. Ayrıca, Oküler albinizm dolayısıyla kırmızı ya da mor renk gözlere sahip olan insanlar da nadir de olsa vardır. Heterokromi nedeniyle farklı renk gözlere de rastlanabilir.
Referans: BirghtSide. Why Humans Don’t Have Black Eyes?. Şuradan alınmıştır: https://brightside.me/wonder-curiosities/why-humans-dont-have-black-eyes-801750/
Gözyaşı hakkında bilmediğiniz 13 şey
Keyiften ya da acıdan ağladığımıza bakmaksızın, bizi ağlatan durumlar, kendimiz hakkında pek çok şey söyler. İşte gözyaşı hakkında bilmediğiniz ilginç bilgiler…
14 Bebekliğimizden beri hepimiz ağlarız. Pek çok hayvanın da gözyaşı olmasına rağmen, duygusal gözyaşı insanlara özgü bir deneyimdir. Gözyaşı, göz küresinin nemli kalması için gereklidir ve göz sağlığını korumada ve enfeksiyonları önlemede yardımcı protein ve pek çok madde içerir. İnsanlar pek çok neden yüzünden ağlar. Ancak duygusal nedenlerden dolayı ağlamak sadece insanlara özgüdür. Keyiften ya da acıdan ağladığımıza bakmaksızın, bizi ağlatan durumlar, kendimiz hakkında pek çok şey söyler. Diğer yoğun duygusal deneyimlerin yanı sıra, ağlamak, bizim için neyin önemli olduğunu ve neye dikkat etmemizi göstermek açısından çok önemlidir. Evrensel olarak bu kadar yaygın olmasına rağmen, gözyaşımız hakkında çok az bilgiye sahibiz. İşte gözyaşı hakkında bilmediğiniz 13 gerçek:
1- Birden fazla gözyaşı çeşidi vardır Bütün gözyaşları aynı değildir. Bazal gözyaşı, gözümüzde sürekli bulunan göz yaşıdır. Gözü kayganlaştırma, besleme ve koruma görevi görür. Refleks gözyaşı dediğimiz ikinci tür gözyaşı ise, gözü rüzgar, duman ya da soğandan korumak için salgılanan gözyaşıdır. Ve bazal gözyaşından kimyasal olarak farklıdır. Üçüncü gözyaşı türü ise, sevgilimizle kavga ettikten ya da duygusal bir film izledikten sonra döktüğümüz gözyaşıdır. Duygusal gözyaşında, diğerlerine göre daha fazla protein vardır.
2- Tam olarak neden ağladığımız bilinmiyor Neden ağladığımıza dair pek çok teori var. Bazı bilim insanları, insanların sıkıntıyı dışa yansıtmak için ağladığını söylüyor. Bu bir işaretleşme sistemi gibi düşünülebilir. Zaman içinde insanlar evrildikçe, birden fazla ağlama nedeni vardır. Örneğin bir sorun olduğunu ve teselliye ihtiyacımız olduğunu çevremize duyurmak için ağlarız. Bebekler, ebeveynlerinin dikkatini çekmek için ağlarken, yetişkinler sevgi görmek için ağlayabilir. Aynı zamanda tartışma esnasında da işe yarayan bir araçtır.
3- Gözyaşı, biyokimyasal olarak salyaya benzerdir Pek çok diğer maddenin yanı sıra, ikisi de protein, tuz ve hormondan oluşur.
4- Kadınlar erkeklere göre daha sık ağlar Yapılan bir araştırmaya göre, kadınlar ayda ortalama 5 kere ağlarken, erkeklerde bu sayı sadece 1’dir. Ortalama bir ağlama seansı kadınlarda altı dakika sürerken, erkeklerde bu süre iki ila dört dakika arasındadır.
5- Cinsiyet arasındaki bu fark kültüreldir Ağlama konusunda cinsiyetler arasındaki bu fark, belirli ülkelerin özelliklerine göre değişebilir. Batı kültürlerinde daha fazla özgürlük ve kadın eşitliği olduğundan, kadınlar geleneksel ülkelerde daha çok ağlar. Erkekler ise her iki kültürde de daha az ağlar. Kadınlar biyolojik olarak da ağlamaya daha yatkındır. Mikroskop altında bakıldığında, kadınların gözyaşı bezleri erkeklerinkinden daha büyüktür.
6- Gözyaşı, gözyaşı bezinden gelir Gözyaşı bezi, gözün üst tarafında bulunur. Aşırı gözyaşı üretildiğinde, küçük kanallardan burun boşluğuna doğru akar. Eğer çok fazla gözyaşı varsa gözlerimizden de dökülmeye başlar.
7- Ağlayınca burnumuzun da akmasının anatomik bir nedeni vardır Gözyaşı, öncelikle burun kanallarına aktığı için, ağlarken bir yandan da burnumuz akar. Uzun uzun ağladıktan sonra yaşanılan baş ağrısını açıklamak ise o kadar kolay değildir. Gözyaşı ile yaşanan su kaybı ile ilişkili olabilir. Ya da üzgünken kaslarımızın gerilmesi de bunda etkili olabilir.
8- Soğanın bizi ağlatma nedeni sinpropanetialsoksittir Sinpropanetialsoksit, gözyaşı bezini uyararak, gözlerinizin sulanmasına neden olan kimyasal bir tahriş edici maddedir.
9- Gözyaşlarımız, başkaları için sinyal olabilir 2011 yılında yapılan bir çalışmaya göre, erkeklerin, kadınların gözyaşını kokladıktan sonra testosteron ve cinsel isteklerinde azalma olduğu görülmüştür. Gözyaşında bir kemosinyal olduğu sonucuna varılmıştır ve kemosinyallerin cinsel isteği azalttığı bilinmektedir.
10- Timsah gözyaşı gerçektir Florida Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, timsahlar gerçekten ağlamaktadır. Ama ağlama nedeni üzüntü değildir. Gözyaşının gerçek nedeni belli olmasa da, üzüntüden olmadığı çok açık. Aslında timsahlar sürekli gözyaşı üretiyor. Bunun nedeni de, gözlerini kaygan tutmak.
11- İyi ağlama diye bir şey vardır Ağlamanın da bir kalitesi var. Eğer yanınızda size destek olan insanlar varsa ve rahat bir ortamda ağlıyorsanız, daha sonra kendinizi daha iyi hissedersiniz. Ağladıktan sonra pek çok insan kendini rahatlamış ve hafiflemiş hisseder. Sosyo çevresel faktörler de bu konuda önemlidir. Bazal ya da refleks gözyaşı dışındaki duygusal göz yaşları, stres hormonu içerir ve vücut, gözyaşı ile stresten kurtulmuş olur. Diğer bir teoriye göre, ağlamanın vücudun endorfin salgılamasına yardım etmesidir.
12- Mutluluk gözyaşı, üzüntü gözyaşından farklı değildir İkisi de yoğun hislerden dolayı gerçekleştiği için, iki gözyaşı arasında fark yoktur. Ağlamak, vücudun, aşırı uyarılma gerilme sonrasında homeostaz evresine geçmesini sağlar.
13- Bazı insanlar diğerlerinden daha sulugözlüdür ancak bunun nedeni belirsizdir Kadınların, erkeklere göre daha çok ağladığını biliyoruz. Travma yaşamış, gergin insanlar ya da içe dönük ve duygusal insanlar daha çok ağlar. Ruh hali ve stres düzeyi, hormon dalgalanmaları, zihinsel sağlık ve yorgunluk da ağlamada etkilidir.
Haber Kaynak : HTHAYAT.HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”